Dermal dolgu, yüz hatlarında meydana gelen kırışıklık, derin çizgi ve kaybedilen cilt dokusu gibi problemlerin giderilmesini sağlayan tedavi yöntemidir. Yüz dolgusu olarak da bilinen bu işlem, bölgenin hacmini geri kazandırarak çizgileri yumuşatır ve cildi iyileştirir.
Genç görünmeye yardımcı olan bu uygulama sayesinde parıltılı ve pürüzsüz bir görüntüye sahip olmak mümkündür.
Temel prosedürler hasta beklentisi, talebi ve ihtiyacı doğrultusunda kişiye özel olarak planlanarak uygulanır.
Yüz bölgesinde meydana gelen hafif ve orta derecedeki kırışıkların giderilmesi için uygulanan dermal dolgu, kaybedilen hacmin ve solgunluğun geri kazandırılmasını sağlar. Bu yöntem sayesinde yüz yumuşatılarak eski haline geri gelir. Çeşitli aşama ve türlere ayrılan uygulamanın en bilineni hyaluronik asit içeren dolgu çeşididir. Vücutta bol miktarda bulunan bu asidin herhangi bir zararı olmadığı için güvenli şekilde kullanılır. Etki süresi ise genel olarak 6 ila 12 ay arasında değişir.
Jelimsi yapıya sahip dermal uygulamanın en önemli özelliklerinden biri tamamen doğal içerikli olmasıdır. Yüz bölgesine uygulandığında anksiyeteyi artırarak pürüzsüz, canlı ve sıkı bir görünüm sağlar. Kırışıklığın yanı sıra çöküntü ve sarkma gibi problemleri giderir. Dermal dolgu yaptıranlar şu kazanımları da sağlamış olur:
Yaşın ilerlemesinden dolayı ciltte meydana gelen kırışıklık ve çizgiler kaçınılmaz olabilir. Bu sebeple dokulardan kaynaklı sarkmalar gözle görülür. Uygulanan tedavi sayesinde kötü görüntüden kurtulabilir, genç ve canlı bir cilt yapısına kavuşabilirsiniz.
Dermal dolgu; hızlı, pratik ve etkili bir tedavi yöntemidir. Uygulama öncesinde uyuşturucu etkiye sahip krem sürülür ve hasta herhangi bir acı hisetmez. İnce uçlu enjektör yardımıyla deri altına işlenen tedavi sayesinde yüzün ihtiyaç duyduğu takviye sağlanmış olur. Uygulama alanına göre işlem süresi ortalama 10 ila 30 dakika arasında değişir. Kişi tedavi esnasında ya da sonrasında herhangi bir ağrı hissiyle karşılaşmaz. ‘‘Dermal dolgu nasıl yapılır?’‘ sorusuna yanıt olarak ise aşağıdaki aşamalardan bahsetmek mümkündür:
Tüm bu işlemlerle birlikte yüzün çeşitli bölgelerine enjekte edilen dermal dolgu, yüz uyumu ve dengesini sağlar. Diş tedavilerinde sıklıkla kullanılarak verimli sonuçlar ortaya çıkarır. Sizler de daha estetik bir gülüşe sahip olmak için bu tedavinin avantajlarından yararlanabilirsiniz.
Dermal dolgu uygulamaları genel olarak yüz bölgesine yapılan işlemlerdir. Bu alanlarda şakak, kaş çevresi, yanak ve ağız çevresi gibi yerler en çok işlem gören noktalardır. Aynı zamanda el bölgesi de kırışıklık ve sarkma gibi görüntülerin giderilmesi için uygulama yapılan alanlardandır.
Dermal dolgu tedavisi başta kırışıklık görünümünü en aza indirmek, cildin pürüzsüz olmasını sağlamak ve cildin genç görüntüsünü yeniden kazanmasına katkıda bulunmak için yapılan popüler bir uygulamadır. Dolgu işleminin sonucu anında görülür. İçerisinde bulunan maddeler göz önünde bulundurulduğunda cilt yapısına bağlı olarak 6 ila 12 ay boyunca etkisini sürdürür. Enjeksiyonlar, yüz ifadesini ortaya çıkaran doğal görünümlü sonuçların alınmasını sağlar.
Cerrahi işlemler kadar net ve radikal değişimleri meydana getirmeyen bu uygulama, operasyon için erken olan ve genel sağlık durumu elverişli olmayan hastalar için uygun seçenekler arasında yer alır. Yapılan tedavi ise içerdiği malzemelere göre farklı türlere ayrılır. Bunları, aşağıdaki gibi sıralamak mümkündür:
En sık kullanılan dermal dolgu maddeleri arasında bulunan hyaluronik asit, yumuşak jel kıvamına sahiptir. Cildin nem ve hacminin korunmasına yardımcı olan doğal bir maddedir. Vücuttaki hyaluronik asit konsantrasyonu yaşlandıkça ve güneş ışınlarına daha fazla maruz kaldıkça azalır. Bundan dolayı cildin elastikiyetini ve doğal ışıltısını kaybetmesi, sarkmaların meydana gelmesi, mat bir görünüme sahip olması gibi durumlar ortaya çıkar.
Uygulama kalıcı sonuçlar vermez. Bu sebeple belirli aralıklarla tekrar edilmesi gerekir. Fakat diğer türlere göre hyaluronik asidin etkisi çok daha uzun süre olur. Genel olarak ağız ve çevresinde oluşan kırışıklıkları doldurmak, çizgileri gidermek ve dudak şeklini geliştirmek için tercih edilir. Su bazlı içeriği sayesinde cildin nemini ve hacmini dengeler. Alerjik yan etkilerinin daha az olması sebebiyle de avantajlı kabul edilen bir tedavi türüdür.
Hyaluronik asit içeren dolguya nazaran yoğun bir yapıya sahip kalsiyum hidroksilapatit, kollajen üretimini uyarır. Mineral tabanlı bir içeriğe sahip olduğundan dolayı cildin daha genç ve dolgun görünmesini sağlamak için sıklıkla kullanılır. Hacim arttırıcı özelliğe sahip kalsiyum dolgular, cildin alt katmanlarına hacim ve form kazandırır. Ameliyat gerektirmeden cildi doğal görünüme kavuşturan bu madde, vücutla uyumlu olması sayesinde güvenilirdir.
Genel olarak burun ve ağız çevresinde görülen yoğun orandaki kırışıklık ve çizgileri doldurmak için tercih edilir. Biçim verilebilir bir çeşit olduğundan dolayı çene hattını, çene ucunu ve hatta burnu şekillendirmek için de .kullanılabilir. Kalıcılığı hastanın durumuna göre değişir, fakat ortalama 12 ay sürer.
Poli-L-laktik asit de kollajen üretimini uyarmaya yardımcı olan bir dolgu türü olarak öne çıkar. Çökmüş olan şakak ve yanakların hacmini artırır. Derin kırışıklıkların tedavisinde kullanılarak olumlu sonuçların alınmasını sağlar.
Bu dolgu çeşidi zamanla oturarak doğal görünüm verir. Tedavi yönteminin uygulanmayacağı alanlar genel olarak dudak, göz ve ağız çevresidir. En iyi etki ettiği alanları ise nazolabial çizgiler, gülme çizgileri, çene, yanak ve yaralar olarak ön plana çıkar. Uygulama sonrasındaki sonuçlar ise ortalama 2 yıldan daha uzun bir süre kalıcı olabilir.
Yüzdeki kırışıklık ve çizgilerin tedavisinde kullanılan PMMA uygulaması kollajen içerir. İnorganik mikrosferden oluşan ve jel kıvamında dağıtılan bu madde, cildin hacim kazanmasını sağlar. Çizgilerin dolgun hale gelmesine etki eder ve genç bir görünüm sunar. Yukarıda verilen dermal dolgu işlemlerinin yanı sıra otolog yağ enjeksiyonu adı verilen işlem de hekimler tarafından uygulanır. Vücudun farklı yerlerinden toplanan yağlar saf hale getirilir. Daha sonrasında ise istenilen bölgeye enjekte edilir.
Dermal dolgunun yapılması için hastanın sağlık geçmişi, mevcut tıbbi durumları ve kişisel tercih gibi durumlar göz önünde bulundurulmalıdır. Genel olarak uygulama kapsamına giren kişileri şu şekilde belirtmek mümkündür:
Bu kriterlere uygun kişilere genel olarak dermal dolgu işlemi yapılabilir. Genç ve sağlıklı olan bireylere uygulanan tedavilerin başarı oranı diğer hastalara göre fazladır. Tedavi öncesinde uzman hekime danışmak, en iyi tedavi seçeneğinin belirlenmesi için oldukça önemlidir.
Dermal dolgu ile ilgili merak edilenler söz konusu olduğunda fiyat konusuna da değinmek gerekir. Popüler bir seçenek haline gelen dermal tedavinin ücreti, hastaların sıklıkla bilgi almak istediği bir başlıktır. Ancak bu noktada maliyeti etkileyen birçok faktör ve husus olduğunu vurgulamak gerekir. Dolgunun türü, miktarı, uygulama yapılan bölge ve doktor deneyimi gibi durumlar, fiyatların değişmesine neden olur. Dolayısıyla dermal dolgu fiyatları hakkında daha net bir bilgi almak için muayene olmanız ve doktorunuzla birlikte tedavi sürecinin planlamasını yapmanız gerekir.
Fiyat araştırması yaparken dikkat edilmesi gereken bir konu da başvuracağınız doktorun deneyimi ve uzmanlığıdır. Uzun süreli ve kalıcı sonuçlar almak için güvenilir bir sağlık merkezini tercih etmeniz gerekir. Bu noktada hasta memnuniyetini ön planda tutan ve deneyimli hekim kadrosuyla öne çıkan Hospitaprime ile iletişime geçebilir, işlemler ve tedavi ücretleri hakkında detaylı bilgi alabilirsiniz.
Hasta dermal dolgu sonrası bakım için 1 hafta beklemelidir. Tedavi sonrasında yaklaşık 3 saat boyunca bölgeye dokunulmamalı, 1-2 saat boyunca dik pozisyonda kalınmalıdır. Belirli aralıklarla yüze soğuk kompres uygulayabilir ve şişliği azaltabilirsiniz.
Dermal dolgu tedavisinde farklı yöntem ve maddeler kullanılabilmektedir. Bu sebeple benzer yan etkiler her hastada meydana gelmeyebilir. Fakat genel olarak görülen dermal dolgu yan etkileri bölgede kırmızılık, şişlik, morluk, hafif ağrı, kaşıntı, cilt dökülmeleri, kanama, renk değişikliği ve sivilceye benzer püskürmelerdir.
Terleme, vücuttan zararlı toksinleri atmak için yapılan bir eylemdir. Bazı kişilerde bu durum büyük bir probleme neden olabilir. Aşırı terleyen kişiler için botoks uygulamaları oldukça etkili bir yöntemdir. Özellikle koltuk altı ve ellerde yaşanan aşırı su kaybını azaltarak günlük yaşamınızı daha rahat bir hale getirir.
Dermal dolgu tedavisinde tipik olarak ince iğneler kullanılır. Enjeksiyon yöntemi adı verilen bu modelde küçük dokunuşlarla deri altına işlenir. Uygulamanın yapılacağı bölgeye karar verildikten sonra iyice temizlenir. Daha sonrasındaysa herhangi bir rahatsızlığı minimum seviyeye indirmek için anestezik etkiye sahip krem sürülür. Uzman tarafından iğneler bölgeye enjekte edilir.
Dermal dolgu ve botoks arasında belli başlı farklılıklar bulunur. Dolgu jel, botoks ise toz kıvamlıdır. Botoks işlemi kasları gevşetmek ve kasılmalardan dolayı oluşan kırışıklıkları açmak için kullanılır. Dermal işlem ise cilt altındaki hacmi artırarak kırışıklıkları doldurmak için yapılır. Her iki tedavi de yaşlanma belirtilerini azaltır ve kalıcı sonuçlar vermez.
Tedaviyi gerçekleştirecek kişinin alanında uzman olması ve hijyenik uygulama koşullarını sağlaması risk açısından önemlidir. Bu sayede uygulamanın yan etkileri en aza inmektedir. İşlem sonrası enjeksiyon uygulanan bölgelerde hafif şişlik, kızarma ve morluk oluşması normaldir ve bu etkiler birkaç gün içerisinde kendiliğinden geçmektedir. Beklenmedik bir belirtiyle karşılaştığınızda veya tedavi sonrası semptomlar iyileşme süresinin üzerine çıktığında doktorunuzla hemen iletişime geçerek bilgi almanızda fayda vardır.